20120702

Sınav dönemine girmek gerçekten çok kötü oluormmuş. Günlerdir sıkıntıdan patlıyorum. Ve bir gram ders çlışma isteğim yok. Ama çalışmam lazım blog kesinlikle çalışmam lazım.
Ergenliğe girmediğimi düşünüyorudum. 17 yaşındayım ilk ergenlik sivilcem çıktı :D burnumun dibinde :D yani ucunda...

20120629

Tatilimsi

Merhabaa blogcanlarııım :) şu an bu postu İstanbul Avrupa yakasından yazıyorum. Hava çokta sıcak değil bence. Gezmek, tozmak çok güzel ama ben aklımda ders çalışmak varken pek zevk alamıyorum. Malum bu yıl kocaaaaman bir sınavım var. Herkes yaparsın diyor ama ben kendime ilk defa bir konuda güvenemiyorum. Öğretmenlerim çocukluktan beri hayatın yamulduğu dönem olarak gösterdikleri için olsa gerek.

Tatilim çok güzel geçiyor. Bu hafta sonu denizde geçecek ama hiç heyecan yok bu yıl nedense. Her yıl çok heyecanlanırdım çok isterdim gitmek.

Nil Karaibrahimgil;in yeni albümü çok güzel bu arada özellikle "Ben Buraya Çıplak Geldim" şarkısı çok hoşumtırak :)


herkese iyi tatiller millet. Dönüşümü bekleyin :)

P.S fotoğrafsız postlara bir yenisini ekledim :)


20120624

İstanbul'a erkenden indik. Yeni uyandım. Üsküdar'da martı sesleri eşliğinde uyumaya bayılıyorum. Başta biraz rahatsız edici oldu ama sonra çok huzur veren bir ses oldu.

Uyurken ameliyatlı bileğimin üzerine yatmışım sanırım. Biraz ağrı hissediyorum.

Yolculuk boyunca aklımda gitmek mi zor yoksa kalmak mı sorusu vardı. Kararımı verdim kalmak daha zor. Neyse blogcanım ben iyiyim :)

20120623

Tatile çıkıyorum

Merhaba blogger kız, merhaba blogger oğlan :D bugün buraya mutlu bir haber vermeye geldim. Tatile gidiyorum :) Tatil diyince böyle deniz kum güneşli tatil değil :) mutlu olduğum, doğduğum, büyüdüğüm, özlediğim, eksikliğini hissettiğim yere İstanbul'a gidiyorum. Herkesi çok çok özlemiştim :) Halbuki dört ay önce de gittim ama çok özledim gerçekte.

Orada yaşarken İstanbul benim için sıkıntı gibi olmuştu stresi vesaire. Ama böyle birkaç yıl uzak olunca kıymetini anladım. Ayrıca zaten kıymetini bilmem için bir kaç yıl değil bir ay  bile fazla gelmişti buraya ilk taşındığımız zaman.

İsteyerek çalışanlara, çalışmak zorunda olanlara, çalışmadan yapamayanlara, para para para diyenlere, okulu bitiremeyip bütünlemeye kalanlara, hayatı boyunca mutlu olmayacağını düşünen ergenlere, kendini sevenlere ve sevmeyenleri, beni sevenlere ve nefret edenlere, bol kazançlar mutlu günler.
çalışanlara patronu zam yapsın, tatile gitmek isteyenler gidebilsin, gezmek isteyenler gezsin, beni sevenler çok çok çok mutlu olsun Sevmeyen ya da nefret edenlerde çok mutlu olsun. Herkesin albi neşeyle dolsun. Yeni doğan kuzenim neşe bebek hep mutlu olsun =)

Neyse hepiniz benim bebeklerimsiniz :)

20120620

Melda Vol1

Kızı gördüğü anda tutulmuştu. Gülüşü, bakışı Melda'nın her hareketi onun için dünyada görebileceği en güzel şeydi. Bir kaç kere Melda'nın gözü de Emre ye kaydı. Emre dışarıdan bakıldığında çok normal, kimseye zararı dokunmayacak bir tipti.

Aradan haftalar geçti. Emre Melda'yla ortak bir arkadaşlarını bulup aralarını yapmasını sağladı. Melda Emre'den hoşlanmıştı. Bir kaç kere ortak arkadaşları Esra ile birlikte buluştular. Telefon numaralarını birbirlerine verdiler. Esra artık ikisinin arasına girmek istemiyordu. Bir hafta sonra buluşmak için randevulaştılar.

Melda bütün hafta boyunca ne giyeceğini nasıl konuşacağını düşündü. Emre'ye çabuk ısınmıştı. Emre'nin güven veren bakışları vardı. Kimse o güzel bakışlardan kötülük beklemezdi. Buluşacakları günün gelmesini iple çekiyordu. Melda genelde her istediğini alan bir kızdı. Ailesinin tek çocuğu olduğu için her istediği yapılmış, şımartılarak büyütülmüş bir genç bayandı.

Emre buluşma günü geldiğinde Melda için bir çiçek aldı bütün kadınlar çiçeği çok severdi. Emre'nin Melda'ya aldığı çiçek sahte bir güldü. Melda bu duruma içten içe kızmıştı ama düşünmesi yeter diye iyimserlikle karşılamıştı.

Buluştukları yer çok güzeldi. İkisi de çok heyecanlıydı. Melda o güne kadar davetkar bulduğu için giymediği bir elbisesini giymişti. Emre'de her zamankinden daha şıktı. Melda'yı gördüğünde kulaklarına kadar kızardı.

Birlikte yemek yediler ve sonra İstiklal'de akşam saatlerinde yürümenin güzelliğini düşünerek çıktılar restaurantdan. Yürürken Melda'nın en sevdiği şarkıyı duydular bir bardan. Bara girdiler. Birer bardak bira içip biraz dans ettiler. Eve dönme vakitleri gelmişti.

Emre Melda'yı eve bıraktı. Melda arabadan inmeden önce öptü Emre'yi kısacıktı ama ne Melda ne de Emre unutmadı bu öpücüğü. Melda eve girdiğin de kıpkırmızıydı. İlk defa öpüşmüşlerdi bu tarih unutulmamalı diyerek not aldı.

Gece çok güzel geçmişti. Melda Emre yi iyiden iyiye sevmeye başlamıştı. Yastığa başını koyduğunda onunla ilgili hayaller kuruyordu her gece. Bir sonra ki hafta buluşacaklardı yine. Emre her sabah kalktığında ve gece yatarken Melda'ya çok güzel mesajlar atıyordu Melda bu mesajları görmeden uyanmak istemiyordu.

Melda bu düşte asla uyanmak istemiyordu.


20120619

Bu girişi yazmakta çok zorlanıyorum konuya pat dye dalmayı seven bir insan olduğumdan olsa gerek. Hatta bazen bir konuyu içimden düşünürken yanımdaki kişiye konunun ne olduğunu bile söylemeden bir soru soruveriyorum. Girişi bu kadar uzatamayı da sevmiyorum.

Misafirlerim geldi. Şimdilik akraba ziyaretindeler yarın buraya gelecekler. Perşembe ve Cuma günlerini Sinop merkezde geçirmeyi planlıyoruz. Oradaki arkadaşlarıma da sorarak güzel bir plan yaptım. Yalı kahvesin çok merak ediyorum oraya falan gideceğiz. Bir sürü fotoğraflar çekmek istiyorum.

P.S: Bu arada ben galiba bu blogda yazamıyorum. Eski blogumun tasarımını falan çok özledim bu blogu açtığımdan beri içime sinen bir yazı yazamadım.